Dijital İK iş yapma tarzını radikal düzeyde değiştiriyor


 

Dijitalleşme ile birlikte İK alanında iş yapma tarzını radikal düzeyde değiştirecek değişiklikler ortaya çıkıyor. Buna paralel olarak İK profesyonellerinin çehresi de değişiyor. İK profesyonelleri geçmişte yeterince sergileyemedikleri özelliklerini dijital İK uygulamalarıyla artık daha kolay ortaya koyabiliyor olacak. Assessment Systems CEO’su Levent Sevinç, dijital İK uygulamalarıyla İK’nın değişen yüzünü açıkladı.
Proaktif Olmak
İK yöneticilerinin zorlandığı konuların başında departmanlarının maliyet merkezi olarak görülmesi geliyor. Gerek tepe yönetim gerekse departman yöneticileri İK departmanını genellikle operasyonel bir birim olarak algılıyor. Departman yöneticilerinden ya da tepe yönetimden gelen talebe göre hareket eden İK yöneticisi, doğal olarak kendisini ve birimini operasyonel bir birim olarak konumlandırmaktan öteye geçemiyor. Dijitalleşme ise, İK yöneticisine insana dair konularda gerçek zamanlı veri ve ölçümler sağlayarak insan kaynağıyla ilgili kararların daha hızlı alınmasını sağlayacak. Bu sayede İK, reaktif hareket eden bir departman olmaktan çıkarak proaktif hareket eden bir departman haline gelecek.
Veri Temelli Hareket Etmek
İK yöneticilerinin en çok zorlandıkları konuların başında insana dair konularla ilgili kararlarını verilere dayandıramamaları geliyor. İnsan karmaşık bir varlık ve insana dair unsurların sayısal olarak ifade edilmesi çoğu zaman kolay değil. Bu nedenle İK, pek çok işkoluna kıyasla sübjektif kararların verildiği işkollarından biri. Öte yandan İK profesyonellerinin insan sarrafı olması gerektiği yönünde yanlış bir kanaat hakim. Oysa İK profesyoneli, sezgileri güçlü olan kişi değil, insana dair verileri doğru bir biçimde toplayıp bunu etkin bir biçimde analiz eden kişi. Bu zamana kadar bu yönünü etkin bir biçimde koyamamış İK profesyonelleri dijitalleşme ile analitik yönlerini sergileyebiliyor olacak. Çünkü dijitalleşme, hayatımıza soktuğu büyük veri ya da yetenek analitiği gibi kavramlarla analitik araç ve yöntemlerin İK alanında daha yoğun olarak kullanılmasını getiriyor. Bu sayede İK, insana dair kararları çok daha kolay bir şekilde verilere dayalı hale getirebilecek.
Yenilikleri Hayata Geçirmek
İK yöneticilerinin tepe yönetim tarafından eleştirildiği konuların başında yeniliklere yeterince açık olmamaları geliyor. Ancak dijitalleşme ile durum artık değişiyor. Şirketler tüketicilere dijital alanda pek çok yenilik sunarken, İK da benzer yenilikleri çalışanlara ya da adaylara yönelik olarak hayata geçiriyor. Kurum içi sosyal ağ platformları üzerinden çalışan yılda bir kez yerine yıla yaygın olarak anlık geribildirim almayı sağlayan performans sistemleri, oryantasyon sürecinde çalışanların aradıkları bilgiye ulaşmalarını kolaylaştıracak yapay zeka içeren botlar, adayların değerlendirilmesi sürecinde online oyunlar ya da simülasyonlar gibi dijital çağın getirdiği yenilikler İK alanında yaygınlaşmaya başlıyor. İK’nın dijital uygulamalarla yenilikçi yönünü daha etkin bir biçimde ortaya koyabileceğini söylemek mümkün.
Kendini Pazarlamak
Günümüzün önemli gündem maddelerinin başında yetenekleri şirkete kazandırmak ve daha önemlisi yetenekleri elde tutmak geliyor. Bu nedenle son dönemde, İK yöneticileri gerek şirket içindeki gerekse şirket dışındaki yetenekler için cazip bir işyeri olabilmeyi sağlamak adına işveren markasını güçlendirmeye yönelik çalışmalar gerçekleştiriyor. Dijitalleşme ise aday ya da çalışanlara dijital platformlar aracılığıyla ulaşmayı sağlayarak işveren markası oluşturma çabalarının daha etkin ve verimli sonuçlar vermesine olanak veriyor. Bu sayede bu zamana kadar kendisini çok fazla öne çıkaramayan İK, pazarlama yöntem ve tekniklerini kendi alanına taşıyarak markalaşmaya başlıyor.
Çalışanların Sesi Olmak
İK, şirket içerisinde çalışanların sorun yaşadıklarında gelebilecekleri ya da seslerini yönetime duyurmak istediklerinde aracı olarak kullanabilecekleri tek departman. Bu zamana kadar İK’nın çalışanların sözcüsü olma rolünü yeterince etkin bir biçimde ortaya koyduğunu söylemek zor. Ancak dijitalleşme, çalışanların online kurum içi platformlarda görüşlerini rahatça ortaya koyabilecekleri bir çalışma ortamı sağlıyor. İK ise dijital kaynaklardan çalışanlarla ilgili gerçek zamanlı elde ettiği verileri kullanarak çalışanların sözcülüğü görevini daha aktif olarak yerine getirebiliyor.